Cumartesi, Ağustos 12, 2006

Sanırım Patlamak Üzereyim

Kabuğum çatırdıyor...

İç basıncım dış basınçla dengelenemiyor, midemde başlayan hareketlenme ruhumun çekirdeğinin yer aldığı göğüs kafesimde büyük ve dindirilemez bir basınçla kendini hissettiriyor.

PAT-LA-MA-LI-YIM

Hayır, kabuğuma kıyamıyorum... O kendi kendine soyuluyor ama ben ona kıyamıyorum...

Patlasam, bu eski yaşlı derimin altından pembe tazecik bir insan çıkacak biliyorum ama olmuyor işte, patlayamıyorum...

Sürekli genişliyor çeperim, şimdi koca bir oda kadar bedenim ama ben, benliğim bir dikiş iğnesinin gözüne sıkışıp kalmış, mikroskobiklikle mikroskobik olmama arasında bir boyutla, hükmetmeye çalışıyor koca odamsı varlığa.

Şimdi bir kasaba oldum mesela, birazdan şehir olurum belki... Halbuki babam "Senden ne köy olur, ne de kasaba" derdi bana...

Ama genişlemek istemiyorum, tüm gücü, tüm torku bir anda salmalıyım atmosfere. Çok basit bir efekt duyulsun mesela; PAT...

Saçmalığını bile bile hayatın suyuyla yıkanmak neden oluyor buna...

Örnek önerme: Biber yemeyi tercih ederim, pastadan hemen önce...

Dolmuşa bindiğimde ineceğim yere kendim karar vermeyi çok severim, mesela hiç "Müsait bir yerde inecek var!" demem şöföre. İşte bence hayat ve sağlık da böyle olmalı... İnsan hangi güçle ve ne zaman patlayacağına kendisi karar vermeli.

Bir balon gibi büyüyen bedenime doğrultulmuş iğne uçları! Savulun! bilinçle geliyorum size doğru ve emin olun, patlamam hepinizi koparacak yerinizden...

...
Sanırım patlamak üzereyim...
...

Hiç yorum yok: