Cuma, Ekim 03, 2008

Dünya Dönse

Koca bir yağmur bulutunun altında bulsam kendimi. Solumda deniz, sağımda sen olsan mesela. Şimşek çaksa, buharlaştırsa bir tutam suyu. Bir öbek tuz batsa derinlere yavaşça, buhar da yükselse semaya. Tuz çarpsa midyeye, midye kapatsa kabuğunu, arasından fışkırsa basınçlı su, titretse yosunları. Bir balık irkilse, çıksa yosunların arasından. Daha büyük bir balık görse onu, saldırsa yemek için. Küçük balık kaçsa, saklansa kocaman bir yengecin arkasına. Yengeç savursa kıskacını büyük balığa doğru, büyük balık geri çekilse. Yengeç sarılsa küçük balığa. Midye açsa kabuğunu tekrar, parlasa içinde ufacık bir inci. Balık sıyrılsa yengeçten, alsa inciyi, götürse, verse yengece. Yengeç çok sevinse mesela, gözlerini alamsa inciden. Bu arada büyük balık kapsa küçük balığı, kan revan içinde indirse mideye. Bir hava kabarcığı çıksa katil balığın ağzından, yükselse yüzeye doğru. Denize oturmuş bir martının yanında pırtlasa kabarcık. Martı korksa, havalansa aniden, çırpsa kanatlarını gökyüzüne. İnse sahildeki iskeleye, görse oradaki balıkçının kovasını, sinsice yaklaşsa, tırtıklamaya çalışsa adamın akşam yemeğini. Balıkçı fark etse mesela kuşu, fırlatsa elindeki bira şişesini hayvana doğru. Martı kaçsa, rüzgar da biraz soldan esse mesela, bira şişesi iskeleye demirlemiş bir balıkçı teknesinin kaptanına gelse. Kaptan da manyak olsa hani, çıkarsa altıpatlarını, doğrultsa balıkçıya, çekse tetiği üç defa. Balıkçı vurulsa kafasından, ölüverse oracıkta. Kanı damlasa iskeleden, orası da Cape Town olsa mesela, köpekbalıkları olsa vıngır vıngır. Alsalar kanın kokusunu, gelseler iskeleye doğru. İskelenin tahta bacağına çarpsa biri, sinirlenip koca bir ısırık alsa dayanaktan. Teknesinden inen katil kaptan olsa mesela iskelenin üstünde, çökse iskele, köpek balıkları bir ziyafet çekse adamdan, tükürseler kemiklerini. Biz de bu arada evimize varmış olsak, sarılsak birbirimize, yatsak öylece, sevişsek hafif hafif. Dünya dönse…

Hiç yorum yok: